Destanlarda Mûsikî
İlk Anadolu asırlarında, Ortaasya’daki Türk hayat ve geleneklerini, terkedilmez adetler ve miraslar halinde yaşatan Dede Korkut Hikâyeleri’nde hemen her hareket, mûsıkî âletlerinden çıkan seslerle yapılır.
Hikâye kahramanları, bu hareketlere kolça (sapı kol boyunca uzayan) kopuzlarını çalarak başlar; büyük ve tehlikeli çarpışmalara bu seslerle hazırlanır; umumiyetle 40 eş, 40 yoldaş olan yiğitleri de sultanlarını kolça kopuzla över; ona mûsıkî’li söyleyişlerle kuvvet verirler.
Ancak Türkistan’da Turfan, yâni Hoçu bölgesinde yapılan kazılarda ele geçen Uygur minyatürleri, Uygur Türkleri arasında ayrıca orkestra teşkilâtı bulunduğunu göstermektedir. Bu orkestranın kullandığı sazlar çeşitlidir. Sazların bir tanesi harp – çenk biçimindedir, bir tanesi ud’a benzeyen bir kopuz’dur. Aynı orkestrada ayrıca ağızla çalınan sazlar görülmektedir.
N. Sâmi Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Târihi, 1981, s: 39.