Vatan Hikâyesi
Vatan bir topraktır ve her vatan mukaddestir. Fakat vatan alelâde bir toprak olmayıp da baştan sona fethedilmiş; elde etmek için, uğrunda asırlarca can verilmiş; büyük cihangîrler, büyük fâtihler kumandasında ve büyük inanmışlar yolunda, bağrına ve hudutlara milyonlarca ecdât gömülmüş bir toprak olduğu zaman, kıymeti, uğrunda fedâ edilen canlar sayısınca artar.
*
Vatanı sevmek, sadece onun imkânlarından faydalanmakla olmaz. Vatanı sevmek onun güzel görünüşünü hattâ heyecanla seyretmekle tamamlanmaz. Onun üzerinde yuva kurmak; ağaçlarının gölgesinde sevişmek; gece semâsının yıldızlariyle büyülenip, evlerin tavanlarına vatan semâlarını nakış diye işlemek; yeşil tepelerini, mavi denizlerini akar ırmaklarını görüp, güzel san’at eserlerini onun çizgilerini ve hareketleriyle süslemek lâzımdır. Vatanı bir mûsikî hâline koymak, tamamiyle vatan topraklarından yükselen seslerle örülmüş, millî bir mûsikî ile vatanın her hâlini, her güzelliğini her mâcerâsını terennüm etmek lâzımdır. Bütün gün, o vatan üzerinde, küçük veyâ büyük bir iş görmek, bir hayat kazanmak; bir başkasına, birçok başkalarına faydalı olmak, bir eser bırakmak için çalışmak lâzımdır. Nihâyet, vatanı “anlamak” lâzımdır.
Onunla bir sevgili gibi anlaşmak, bin bir ıztırâpla, bin bir meşakkatle yorgun ve üzgün insan başını onun dizlerine yaslamak ve ferahlamak güzeldir. Bu anlayış vatanın bütün ruhunu bütün mâcerâsını, bütün elde ediliş ve uğrunda canlar fedâ ediliş târihinden, elemlerini ve zaferlerini çok iyi bilmekle artar ve kökleşir.
Hayâtını bildiğiniz vatanda hayâtınızı bildiğiniz vatan, içinizde bir başka sevgiyle, bir başka sıcaklıkla yer alır. Onsuz olamaz, ondan ayrılamaz olursunuz.
*
Hele vatan sevgisi, onun büyük duyarları, büyük düşünürleri olan büyük şâirleri tarafından, birer mûsikî cümlesi hâlinde terennüm edilmiş ebedî mısrâlar hâlinde dilinizdeyse, vatanı bu mısrâların sayısınca ve bu mısrâların güzelliğince, bir kat daha seversiniz: bu mısrâlar büyük vatan mâcerâsının his dolu, şevk dolu, ses dolu, sevgi dolu türküleridir.
Nihad Sâmi BANARLI, Edebiyat Sohbetleri, 5. Baskı, s:416-417.