Gurbette bir dost
Günlerden beri, beni, gurbette dost görmüş gibi, bahtiyar eden bir şiir kitabının sayfaları karşısındayım.
Bizim şiir dilimiz; bizim târihî-an’anevî şiir zevkimiz, ağza alınmayacak kadar kelimeler, eciş bücüş mısrâlar, basit ve bayağı duygularla, hele yıkıcı ve bozguncu bir dil ve sanat ülküsüyle ziyan edileliden beri; böyle şiirler ve böyle kitaplar, kendi vatanında gurbet sızısı duyan rûhumuz için, gerçekten, gurbette dost değerindedir.
Sayfaları içinde, rengârenk çiçeklerle, insan rûhunu kanatlandıran sesler ve râyihalarla dolu bir şark bahçesinde dolaşır gibi temiz nefes aldığım kitap, yeni bir “Rubâîler” kitabıdır. Değerli şâir Ârif Nihat Asya, buna “Rubâiyyât-ı Ârif” adını vermiş.
…
Edebiyâtımızın böyle uykulara tebessüm eden değerli imzâlarından Ârif Nihat Asya, rubâîlerinde eski, yeni bütün “biz”i, bizden seslerle ve aynı dört mısrâın “terâne””si içinde söylemeye çalışmış ve mühim bir kısım rubâîlerinde cidden muvaffak olmuştur.
…
Bu rubâîler, müslüman-Türk milletinin vicdan dünyâsıyla beslenerek, dünyânın daha iyi ve daha güzel olmasını özlediği zamanlarda:
Elsizlere el, dilsizlere dil ver yeniden!
Lûtfet, bize bir şanlı nesil ver yeniden!
Dünyâyı alıp avcuna bir gün, Tanrım,
Avcunda bu dünyâya şekil ver yeniden.
diye seslenir.
N. Sâmi Banarlı, Kültür Köprüsü 2. baskı, s: 555-557.